6 Ekim 2010 Çarşamba

Ankaragücü Ankaragüçlülerindir!!

Ankaragücü’müzün isminin tüm kenti gururlandıracak başarılar veya projeleriyle değil, uzun zamandır süren bir belirsizlikle kamuoyunda anılması bu kulübe gönül veren binlerce insanı ziyadesiyle üzmektedir. Özellikle son bir iki haftadır ortaya çıkan tartışmalar sonrası profesyonel futbol takımının yalnızlaştığı, deplasman karşılaşmalarına görevde olan yöneticilerin bile rağbet etmediği bir hal alması kaygıları arttırmaktadır. Aslında yıllardır süregelen, son dönemde hız kazanan kimi tartışmalar devam ederken, futbol takımımızın dahil olduğu lig mücadelelesinin sürdüğü unutulmamalıdır; sezona yapılan ‘kötü girişte’ bu tartışmaların ve yarattığı havanın payının olabileceğini düşünmek yanlış olmayacaktır.

Gündemdeki başkanlık ve ‘güçbirliği’ tartışmalarında öncelikle belirtmek isteriz ki, tartışmalar veya kamuoyunda zaman zaman yer alan ‘anlaşmalar’, kulübün binlerce sevdalısına kapalı olarak gerçekleşmektedir. Haftalardır süren tartışmalarda, Ankaragüçlüler sadece haftada bir iki defa basında çıkan ve çoğu birbirinden farklı haberler dışında konu hakkında aydınlanmış değillerdir. Olağanüstü kongreye sayılı günler kala, ortada yalnızca iki ismin anlaşması dışında ne bir yönetim kurulu ne de ortaya konan projeler vardır.

Ankaragücü, binlerce sevdalısı ve yüzyıllık tarihi ile bu kentin en önemli değerlerinden birisidir. Aynı zamanda kentin tüm farklı kesimlerinin buluştuğu, kentin adeta bir uzlaşma kalesidir. Ankaragücü’müzün arkasındaki büyük destek ve güç aslında kentin tüm farklılıklarını ve çeşitliliklerini kucaklayabilen özelliğinden gelmektedir. Kulübün kurumsal ismi, binlerce sevdalısının farklılıklarını tek bir noktada birleştirme özelliğine sahiptir, kulübün temsili Ankara’mızdaki tüm farklılıkları ve insan zenginliğini içerebilmektedir. Bu özellik, belki de Ankaragücü’müzün en önemli miraslarından birisidir. Ankaragücü’müzün aslında nasıl olacağı ortada olmayan ‘delege pazarlıklarıyla’, tam olarak kamuoyuyla paylaşılmadığı şekliyle ‘toplu üye alımı’ olasılığıyla veya tartışmalarda yer aldığı şekliyle sadece bir ailenin ismiyle anılması durumuyla, kulübümüzün kurumsal ve tarihsel özelliklerinin aşınabilmesi tehlikesi noktasında bizleri endişeye sevketmektedir. Kulübün adı ve tarihinin önüne geçmeyecek şekilde düzenlemeler yapılması temennimizdir. Elbetteki kentte görev yapan tüm makam sahipleri ve kentte yaşayan herkes bu kulübe destek vermeli ve ‘sahip çıkmalıdırlar’. Fakat desteklemek ve ‘sahip çıkmakla’, ‘sahip olmaya çalışmak’ arasında önemli farklar olduğu düşünülebilir. Ankaragücü’nün sahibi, zaten kendi hukuki yapısına da uygun olarak, kişiler olamaz, Ankaragücü’nün sahibi, hukuki olarak kulübün Genel Kurul delegasyonu, tarihsel olarak tüm Ankara halkı ve onu sevenlerdir. Toplu üye alımının belirsizliği veya neye dayanacağı, delegelelikler konusundaki tartışmalar veya başkanlık konusundaki kamuoyuna yansıyan haberler, konunun bu boyutunun gözardı edilmiş olabileceği izlenimini doğurmaktadır.

Ekonomik veya maddi boyutlu sıkıntıların aşılması, değerlerle, temsille veya manevi olanla ilgili olası sıkıntıların çözümünden çok daha kolaydır. Ankaragücü’müzün birleştirici ve tüm kenti kucaklayıcı özelliği ancak bu büyük değerimizin siyasetin, ticaretin veya ‘kişi hakimiyetlerinin’ dışında tutulabilmesi ile mümkündür. Tartışmalar kişiler, aileler veya benzerleri üzerinden değil kurumsallıklardan ve projeler üzerinden ilerlemelidir.

Ankaragücü’müzün Genel Kurul delegasyonunun, kulüpte yönetici olarak görev almak isteyen tüm bireylerin kulübümüzün bu özelliklerini gözeteceğini düşünerek, kulübümüzün 30 Ağustos’ta gerçekleşecek Olağanüstü Genel Kurulu’nun tüm camiamıza hayırlı olmasını temenni ederiz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Sokak Ankaragücü Taraftar Grubu
» Read more → Ankaragücü Ankaragüçlülerindir!!

30 Mayıs 2010 Pazar

Duvarın Ayıramadığı Takım: Hertha Berlin


Duvarın Ayıramadığı Takım: Hertha Berlin
deliVALDEZ

Kuruluşu:
Son yıllara kadar yeniden Bundesliga’ya (1. Lig) dönene kadar Almanya futbolu denilince aklımıza ilk başlarda gelecek bir takım değildi Hertha Berlin. Oysaki Hertha, Almanya’nın en köklü ve geçmişte de önemli başarılara imza atmış bir takım. Hertha, 25 Temmuz 1892’de on altı yaşlarındaki Fritz ve Max Linder ile Otto and Willi Lorenz kardeşler tarafından kuruldu. Kulübün isim babası olan Fritz Linder, bu ismi babasıyla yaptıkları nehir gezisinde bindikleri buharlı gemiden aldı. Amblemi de isminin esinlendiği buharlı gemiye atfen bayrak şeklindedir. Gemi personelinin ve aynı zamanda geminin sahibi olan şirketin renkleri olan ve bugün de kullanılan mavi ve beyazı da kendilerine renk olarak seçerler. O zamların futbol oyun kıyafeti farklı olduğu için ilk başlarda oyuncular maçlara başlarında mavi keplerle çıkmaktadırlar. Kulübün kurulduğu yer daha sonra Berlin Duvarı’nın geçmiş olduğu yerdedir. 1904’te yeni sahanın kirasını karşılamayı taahhüt eden restoran işletmecisi Joseph Schebera’nın isteğiyle başka bir semte taşındı. Buradaki sahası derme çatma bir çitle çevriliydi ve bildiğimiz stadyumlarla bir alakası da yoktur. Taraftarın “Plumpe” adını taktığı sahanın adı o dönemde yapılan su şebekesi döşeme çalışmalarının sahanın çok yakınında yer almasından kaynaklıdır. Ayrıca sahanın yakınlarında bir su pompasının da olması bu lakabın alınmasında etkili olmuştur.

Dünya Savaşları Arasında Hertha Berlin:
1904’te ilk kez oynanan Berlin şampiyonluğunu kazanan Hertha’nın asıl popülaritesi 1905’te hazırlık maçı için Almanya’ya gelen İngiltere’nin Southern United takımın 3:1 yenmeleri ile oluştu. Futbolun beşiğinden gelen bir takıma karşı alınan bu galibiyet Berlin halkı arasında ilgi yarattı. I. Dünya Savaşı kulübün 177 kayıtlı üyesinden 36’sinin ölümüne neden oldu. Bunun ve savaş sonrası ekonominin getirdiği finansal sıkıntılar tüm ülke gibi kulübü de gittikçe sarmaya başlamıştı. Bu durum ise kulübün sportif başarısını da etkiliyordu. Örneğin bir maçta seyircilerden biri ve aynı zamanda kulübün üyesi ve eski futbolcusu olan Artur Friedemann, ‘Berliner FB von 1910’ takımına karşı oynanmakta olan kritik bir maçta Berliner FB’li oyunculardan birisi tam topu kaleye doğru yönlendirmişken ve gol deyim yerindeyse “geliyorum” diyorken, sahaya girip golü engellemiş ve Hertha’nın bu kritik maçtan 0:0 ile ayrılmasını sağlamıştır. Tabii karşı takım uzun süre itiraz etmiş ancak sonuç değişmemiştir.
Ancak finansal sıkıntılar hala devam ediyordu ve buna “kesin” bir çözüm için 1920 yılında Berliner Sports Club ile birleşti. Bundan sonra da kulübün adı bu takıma atfen Hertha Berlin BSC olarak anıldı. Daha sonra ise Hanne Sobeck adlı ve kulübün gelmiş geçmiş en popüler futbolcusunun önderliğinde 1926 ile 1929 yılları arasında 4 final oynadılar fakat kaybettiler. En nihayetinde ise 1930 ve 1931 yıllarında arka arkaya Almanya Şampiyonu olmayı başardılar. Bu iki şampiyonluk aynı zamanda kulübün kazandığı son şampiyonluklar da oldu. Çeşitli yıllarda Berlin liginde ve alt liglerde şampiyonluklar kazansa da bu en büyük unvana bir daha ulaşamadılar. Hemen akabindeki 1933-1945 Nazi rejimi sırasında kulübün Nazi ideolojisini takip etmesini sağlamak ve bundan emin olmak amacıyla Nazilerce kulübün başına Nazi Partisi üyesi bir başkan atandı. Zira daha önce kulüp başkanlığı yapmış olan Wilhelm Wernicke sosyal-demokrat olarak bilinen biriydi. II. Dünya Savaşı sonunda, kulübün derme çatma sahsı “Plumpe” 200’e yakın bomba isabeti almış ve birçok da patlamamış bomba da sahada yatmaktaydı. Bir de buna işgal kuvvetlerinin kulübü kapatıp, merkezini karargâh olarak kullanmaları eklenince kulüp kapanma noktasına gelmişti. Daha sonra eski başkan Wilhelm Wernicke duruma yeniden el koydu ve kulübü yeniden ayağa kaldırdı.

Berlin Duvarı ve Sonrasında Hertha:
1949-50 sezonunda Dresdner SC takımından teknik direktör Helmut Schön ve birçok futbolcu Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya kaçıp Hertha’ya transfer kulüp Doğu Alman takımlarına karşı maç yapmaktan bir sene boyunca men edildi. Helmut Schön ise futbolseverler için aslında çok tanıdık bir isim. Kendisi 1954’ten itibaren Almanya Milli takımının yardımcı antrenörü daha sonra 1966’dan itibaren de teknik direktörü oldu. Başında olduğu Almanya ile 1972 Avrupa Şampiyonu, 1974 ile de Dünya Şampiyonu oldu. Yine 1976’da Almanya’ya Avrupa Şampiyonasında final oynattı ve 1978 Dünya Kupası sonrasında yerini Jupp Derwall’e bıraktı. Futbolculuğu zamanında da Dresdner SC ve FC St. Pauli ile iki kez lig şampiyonluğu yaşarken 4 kez de gol kralı oldu.
1950’lerde ezeli rakipleri Tennis Borussia Berlin ile birleşme gibi bir plan ortaya atılınca plan kesin bir şekilde 263’e 3 oyla reddedildi. 1960’kara geldiğimizde ise “Plumpe” sahası artık yetmez olmuş ve takım önemli maçları Berlin Olimpiyat Stadında oynamaya başlamıştır. Ancak kulüp tarihinin en önemli kırılma noktalarından biri 1961’de inşa edilmeye başlanılan Berlin Duvarı ile olmuştur. Duvar ile birlikte kulübün en önemli taraftar kitlesi maçlara gelemez olmuştur. Ancak Doğu tarafında kalan taraftarlar duvarın çok yakınlarında olan “Plumpe”ye giremeseler de tüm engellemelere rağmen maç günleri toplanmaya devam etmişlerdir. Buna ek olarak iyi futbolcular da siyasi durumun belirsizliğinden ürkerek Hertha’ya gelmek istememişler buna çözüm olarak da kulüp futbolculara rüşvet teklif etmiş ve bunun anlaşılması neticesinde de bölgesel lige düşürülmüştür ve ancak 1968’de yeniden Bundesliga’ya dönebilmiştir. 1971’de şike skandalına adı karşınca verilen cezayı ödemek için “Plumpe” satılmak zorunda kalınmıştır. 1970’ler kulüp için başarılı geçmiştir. 1974’te Bundesliga’yı 2. olarak bitirmiş, 1979’da UEFA kupasında yarı final’e kadar yükselebilmiş ancak Yugoslav Kızılyıldız’a elenmiştir. Yine 1977 ve 1979’da Almanya Kupa’sında final oynama başarısı göstermiştir. Fakat daha sonraki yıllar kulüp için kâbus gibi geçmiştir. 1980’de ikinci lige düşmüş, 1982’de yeniden yükselse de sezon bitimi yine düşmüş ve 1986’da bölgesel lige kadar düşmüştür.

Duvarın Yıkılmasından Sonra Hertha
9 Kasım 1989’da Berlin Duvar’ının yıkılmasından iki gün sonraki ikinci lig maçına 11.000’i eski Doğu Almanya vatandaşı olmak üzere 55.000 kişi gelmiştir. Doğu Berlin’in takımı FC Union taraftarları ile Duvar’ın yıkılması coşkusunu kutlamışlar ve iki kulüp arasında bu tarihten itibaren bir dostluk başlamıştır. Ancak 1990’ların ilk yarısı karmaşa içinde geçmiş, birçok teknik direktir değiştirilmiş, kulüp milyon Markları bulan bir borç batağı içine girmiştir. Ancak buna rağmen Hertha’nın amatör takımı Almanya Kupa’sında son eleme turuna kadar yükselmiştir. 1994’te yeni başkanları ile finansal açıdan rahatlamışlar ve nihayetinde de 1997’de yeniden 1. Lige dönmüştür. Olimpiyat Stadı tıklım tıklım dolmaya başlamış ve Borussia Dortmund’un Şampiyonlar Ligi şampiyonu olduğu sezon Berlin’deki maçı 72.000’e yakın kişi seyretmiştir. 1999’da ligi 3. olarak bitirmiş ve sonuna beklenen Avrupa Şampiyonlar liginde mücadele etme hakkını kazanmış ve kupada Berlin’de Chelsea’yı 2:1, Milan’ı da 1:0 ile geçmeyi başarmışlardır. Ancak 19 Kasım 2000’de kulüp şirketleştirilmiştir. Bundan sonra Hertha arada zirveyi zorlasa da şampiyon olmayı başaramamış ancak Avrupa kupalarına istikrarlı bir şekilde katılmaya devam etmiştir. 2004-2007 yıllarında Hertha’da milli oyuncumuz Yıldıray Baştürk de forma giymiş ve burada toplamda 14 gol kaydetmiştir. Bugün Hertha, Berlin’de önemli bir taraftar ve seyirci kitlesine sahiptir. Ayrıca Berlin’e komşu yerlerden de çok sayıda taraftarı maç günleri trenlerle yolculuk yaparak Olimpiyat Stadı’na gelmektedirler.

Kaynaklar:
http://www.herthabsc.de/index.php?id=257
http://en.wikipedia.org/wiki/Hertha_BSC_Berlin
http://de.wikipedia.org/wiki/Hertha_Berlin
http://de.wikipedia.org/wiki/Stadion_am_Gesundbrunnen
http://en.wikipedia.org/wiki/Berlin_Wall
http://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C4%B1ld%C4%B1ray_Ba%C5%9Ft%C3%BCrk
http://de.wikipedia.org/wiki/Helmut_Sch%C3%B6n

» Read more → Duvarın Ayıramadığı Takım: Hertha Berlin

26 Mayıs 2010 Çarşamba

http://imalatiharbiye.sozlukspot.com/

http://imalatiharbiye.sozlukspot.com/

Kim olunduğunun önemi yok..
» Read more → http://imalatiharbiye.sozlukspot.com/
Üç boyutlu bir dünya da
Seve seve kaybedilen,
Sike sike kazanılan
Ağır siklet bir oyundur hayat...
Tüyü bitmemiş sikletlerin kaderi
İlk raunttan nakavt diye yazılır
Daha doğmadan
Apartkatları vururlar apar topar
Daha ne olduğunu anlamadan
Hepimizi kandırırlar ve
Gözünün üstündeki kaş dururken
Ar damarını yararlar,
Mızıkçılık yaparlar.

G.Yurt
» Read more →

25 Mayıs 2010 Salı

ankaragucluler.com/forum



Ne çok ankaragücü ile alakalı forum siteleri varmış..haberimiz yok..tek tek keşfediyorum :) bu forumu kim kurdu nasıl kurdu hiç bir fikrim yok.. fakat dikkatimi çeken,forum da bütün gruplara tek tek yer verip anti-x e neden "atni-x" yazmışlar onu çözemedim.



http://www.ankaragucluler.com/forum/
» Read more → ankaragucluler.com/forum

çekirdekçiler ve ihtiyarlar ..


Gecekondu tribünü'nün sağ tarafında duran,
son fener maçın da "gecekondu burada dimdik ayakta" yazılı tişörtler le şuanki mevcut yönetimi protesto etmek amacıyla tepki koyan,öğrendiğim kadarıyla eski maratoncu şimdiki çekirdekçilerle,gecekondu'daki ihtiyarların birleşmesi sonucun da ortaya çıkan..grup,Camia ya hayırlı olsun mu? desem..siz bari yapmayın mı? desem .. ne desem?
bilmiyorum valla .. neyse forum hayırlı olsun diyelim ..

http://ankaragucu.benimforum.org/

Sitenin sahibi; gördüğüm ve anladığım kadarıyla,yıllarını Ankaragücüne vermiş emektar bir abimiz.. forumu ciddi bir şekil de gezerseniz bunu çözebilirsiniz :) giriş resmi gayet açık ve net..
tavır belli !! gökçek ve yönetimine karşı,tabi sadece yönetime değil,bazı gruplara da isyankar tavırlar sergileniliyor site de.


Forum dan bir alıntı..
"VIP Ankaragüçlüler Derneği adı altında yeni bir dernek kuruluyor, kuruluşun son aşamasına gelinmiş, tribünlerimizde hiç bir dernek içerisinde yer almayan gruplarla görüşüyorlar ve dernekte görev almaları yada destek olmaları konusunda beraber hareket etmenin faydalarını anlatıyorlar,Bizede teklif yapılmıştır, projeleri ve nasıl gerçekleştirecekleri konusunda aydınlatıcı bilgiler verilmiştir.Bana bu konuda davet geldiğinde,Biz bu yola ne dernek nede grup olma hevesiyle çıkmadığımızı, sadece Ankaragücümüzün menfeatlari doğrultusunda çalışmalar yapacağımızı, bu yönetimin verdiği sözlerin takipçisi olma adına sorumlu davranacağımızı ve dik duran onurlu olan derneklere,gruplara, kişilere destek olacağımızı bildirdim.Bizim yapabileceklerimizi anlattım ama kesinlikle ne yeşil ışık yaktım nede kapıları sonuna kadar kapattım, buna tek başına karar vermek benim haddim değildir.
Bu konuyu forumda tartışmadan, ihtiyar heyeti nin onayını almadan olamayacağını belirttim,
Biz her ne kadarda forumlarda dernek yöneticilerinin ve bizim gibi düşünen insanların çoğaldığını gözlemlesekte, kesinlikle tereddütlerimiz vardır, ortalık toz duman, dernekler kendi içlerinde kaynamaya başladı, bu belirsizlik ortamında çıktığımız bu yolda zarar görmemek adına, konuların netlik kazanmasını beklemekten başka yapacak bir hamlemiz yok.
A.E.O"


Şuan 3 aktif dernek var camiamız da "1910 Ankaragüçlüler derneği ( anti-x ), Gecekondu ve Büyük Ankaragüçlüler Derneği " bir dönem Sokak olarak bizimde derneğimiz vardı,ama grup olarak yola devam etmeyi uygun gördüğümüz için derneği fesh etmiştik.Dernekçiliğin kolay bir iş olmadığını hele ki böyle bir camia da bu işlerin daha bir zor olduğunu çok iyi bilmekteyiz.Derneğin arkasın da sponsor,canlı abiler,iş adamları vs vs .. olmadıkça ayakta durmak imkansız gibi birşey.Yukarı daki yazı da "Biz bu yola ne dernek nede grup olma hevesiyle çıkmadığımızı, sadece Ankaragücümüzün menfeatlari doğrultusunda çalışmalar yapacağımızı, bu yönetimin verdiği sözlerin takipçisi olma adına sorumlu davranacağımızı ve dik duran onurlu olan derneklere,gruplara, kişilere destek olacağımızı bildirdim." diye bir tabir kullanılmış..bu kısım çok önemli !! dik duran onurlu olan derneklere,gruplara,kişilere... yani,camia içinde "güven" olmadığını açıkça belirtmişler. Biz bu mesajları 2 sene önce vermiştik SOKAK olarak :) ayrıca Gökçek ve yönetimine karşı bildirgeler hazırlayıp gelecek te bizi bekleyen tehlikeleri kamuoyuna sunmuştuk, hoş..bizi de pek ciddiye alan yoktu açıkçası..Umarız burayı birileri ciddiye alır da önümüz deki tehlikelerin farkına varırlar.

Bu yolda size başarılar dileriz.. çekircekçiler ve ihtiyarlar !
» Read more → çekirdekçiler ve ihtiyarlar ..

Sebastian’s Voodoo



Sevdiğiniz bir arkadaşınız için ne kadarını feda edersiniz? Ne kadarına katlanırdınız ?
Yazan ve Yöneten: Joaquin Baldwin
Yapım Yılı : 2008
» Read more → Sebastian’s Voodoo

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Ümit Özat



1995-2000 yılları arasında gençlerbirliğinde oynarken tanıdık kendisini.2001-2002 sezonun da Bursa'ya transfer olan Ümit Özat,bursa'dan sonra kendisini fenerbahçe de buluyor.2003 yılın da Fenerbahçe takım kaptanlığına getirilen Ümit Özat en cafcaf lı dönemlerini Fenerbahçe de geçiriyor.2007 tarihinde Daum'un çalıştırdığı Almanya Bundesliga takımlarından FC Köln takımına transfer oluyor. 2007-2008 sezonunda FC Köln takımında takım kaptanı oluyor.Daum'un vazgeçilmezi olan Ümit Özat 2008 tarihin de oynanan Karlsruhe-FC Köln maçında dili boğazına kaçıyor ve sahada yere yığılıyor. Alman doktorların başarılı müdahaleleriyle hayata dönmeyi başarıyor Ümit Özat.



2008 tarihinde kalp ritmi bozukluğu şüphesiyle tekrar hastaneye kaldırılan Ümit Özat,sağlık sorunların dan dolayı artık futbol hayatını bıraktığını açıklıyor.53 kez milli takımlara çağrılan Ümit Özat, 12 kez Türkiye U-21, 41 kezde Türkiye formayı giymiş ve bu maçlarda 2 gol atmıştır.
Bunları şimdi neden yazdın diyeceksiniz..kariyeri geniş bir futbolcuydu Ümit Özat,fakat teknik direktörlük konusun da hiç bir bilgisi ve deneyimi olmadığını,hatta ve hatta bu konuda lisansı yada belgesi olduğunu da bilmemekteyiz.2008 yılın da futbolu bırakan,yarım sezon Ankaragücün de yardımcı antrenör olan ve yeni sezona Ankaragücü'nün teknik direktörlüğüne getirilen bir kişi ne kadar başarılı olabilir tartışılır.Hatırlarsanız 3-4 sezon önce Ankara da oynanan Ankaragücü-Fenerbahçe maçında kendisine küfürler yağdırılmıştı.Çok ilginç gelişmelere müsait olan bu camia da Ümit Özatın teknik direktörlüğüne getirilmesi de artık bize hiç şaşırtıcı gelmiyor.Belkide amacı Ankaragücün de deneyim sahibi olup biraz piştikten sonra bir kaç sene yabancı olmadığı Almanya nın 2.lig takımların dan birine gidip orda hocalık yapmak..benim aklıma bunlar geliyor..
Ama Ankaragücün de işler biraz farklı,100 yılı devirmiş bir camia Bursa nın şampiyonluğun dan sonra elbetteki başarı ister,peki Ümit Özat bunu kaldırabilirmi?..Gökçek ailesi biraz fazla güveniyor Ümit Özat'a,bizde güvenmek isteriz ama görünen köy kılavuz istemez.Umarım biz yanılgıya düşeriz de Ümit Özat Ankaragücünü 100.yılında iyi bir yerlere getirmeyi başarır.
» Read more → Ümit Özat

23 Mayıs 2010 Pazar

Yazık oldu ..


10 kişi kalan Altay maçın sonunu getiremedi.
Doğrusunu söylemek gerekirse üzüldüm..
Altayın bu lig de olmasını isteyenlerden biriyim..
Super Lig de en son görmek istediğim takım da konyaspor..
gerek taraftarı olsun gerek takımı olsun bana hep itici gelmiştir.
Keşke bir izmir takımı olsaydı!!

» Read more → Yazık oldu ..

Banned Nike Football commercial

» Read more → Banned Nike Football commercial

BİR FOTOĞRAFA

Karsimdasin iste...
Bana bakmasan da oradasin, goruyorum seni.
Ah benim sevdasinda bencil, yureginde saglam sevdigim.

Kalbime gomdum sozlerimi, ceset torbasi oldu yuregim.
Tikandigim o an,
elimi nereye koyacagimi sasirdigim o an iste,
aklimdan o kadar cok sey gecti ki takip edemedim.
Ellerim boslukta, ben darda kaldim.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldim.

Bir senfoni vardi kulagimda calinan,
bitti artik hepsi...
Koseme cekildim, hani hep kaldigim koseme.
Bakis acim belli oldu yine.
Geride kalan, ardindan bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak ruzgarim dahi kalmadi benim.
Daglara carptim her esisimde.
Yollara kufrettim her gidisinde.

Demistim sana hatirlarsan:
"Onemli olan
'zamana birakmak' degil,
'zamanla birakmamak'tir.."
simdi bana, gecen o zamanin
Unutulmaz sancisi kalir

Gittigim eger bensem, soyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...

Nazim Hikmet RAN
» Read more → BİR FOTOĞRAFA

hangisi ?




1966-İngiltere-Willy 1970-Meksika-Juanito 1974-Batı Almanya-Tip&Tap


1978-Arjantin-Gauchito 1982-İspanya-Naranjito 1986-Meksika-Pique


1990-İtalya-Ciao 1994-ABD-Stryker 1998-Fransa-Footix


2002-G.Kore-Japonya 2006-Almanya-Goleo VI 2010-Zakumi- Güney Afrika
» Read more → hangisi ?